Marmara Bölgesi’nde Gezilecek Yerler
Yoğun ve stresli geçen uzun bir senenin ardından
kim kafa dinlemek için bir seyahate hayır diyebilir ki? Özellikle bahar
mevsiminin gelmeye başladığı zamandan itibaren, kendimizi daha enerjik
hissederek psikolojik olarak tatil ihtiyacımızın zirveye tırmandığı bir döneme
gireriz. Ancak hepimizin gezi ya da tatil anlayışı aynı olmayabilir. Kimimiz
kış aylarında yapılan beyaz karlarda geçireceği günleri arzularken, kimimiz yaz
tatilindeki deniz-kum-güneş üçlüsünün hayalini kurarak seneye tamamlıyor. Ancak
bir kesim de var ki; özellikle doğa gezilerine ya da tarihi ve kültür ağırlıklı
bölgelere yapılan seyahatleri daha çok tercih edebiliyor. Son dönemlerdeki
tatil anlayışının evirildiği noktaya bakarsak, daha çok özel araçla
yapılabilecek olan birkaç günlük seyahat planının tercih edilirliğinin
arttığını görebiliyoruz. Bu tür seyahatlerdeki ziyaret edilecek duraklar
belirlenirken, daha çok bölgesel planlamaların yapılıyor; böylece daha fazla
şehirde, daha fazla yeri ziyaret etmek amaçlanıyor. Bu yazımızda da sizler için
Marmara Bölgesi’nde gezilecek yerler
hakkında yalnızca birkaç tanesini sıralayacağız. Ancak Marmara Bölgesi'nde
yalnızca İstanbul ilinin metropol bir şehir olmasından kaynaklı olarak ve köklü
tarihi ile birçok yabancı turistin de ziyaret şehri olması nedeniyle, bu şehre
ait en çok bilinen yerleri anlatmak yerine; daha az bilinen belli bir bölgeden
bahsetmekle yetineceğiz. Çünkü sizler de iyi bilirsiniz ki İstanbul’u tek
başına yazmak bile sayfalar sürebilir.
·
Marmara Bölgesi’nde
gezilecek yerlerin ilk sırasını kış seyahatlerini sevenlere torpil geçmiş
olarak, Bursa ilindeki Uludağ olarak veriyoruz. Uludağ'ın en iyi bilinen özelliği, devasa
bir alana konumlandırılmış olan kayak merkezi hizmetinin veriliyor olmasıdır.
Ancak Uludağ'ın kendine has doğal güzelliği yalnızca kış aylarında değil, yaz
aylarında şehir merkezindeki sıcak iklimden biraz olsun uzaklaşmak isteyenler
için de serinleyebilecekleri bir yer olması, onu çevre iller için bile
vazgeçilmez bir tatil bölgesi olmasını sağlıyor.
·
Uludağ'ın karlı
ve serin havasından uzaklaşarak, Balıkesir'in adeta cennetten bir köşesi olan Manyas Kuş Gölü
bölgesine yönümüzü çeviriyoruz. Eğer ki huzuru doğada bulanlardansanız, hiç şüphe
yok ki bu bölgede kendinizi resetlenmiş gibi hissedeceksiniz. Manyas Kuş Gölü’nün
ismine münhasır şekilde birbirinden güzel kuş sesleri içerdiğini söylemeye
gerek bile yok. Yemyeşil doğası ve gölün sahip olduğu renk tonlarının birleşimiyle
mest olacağınızı garanti ediyoruz. Aynı zamanda bazı noktalarda kuş gözlem
kulübelerinin de yer alması, farklı türdeki yüzlerce kuşun kalıcı ya da geçici
şekilde konakladığı bu yerde doğal bir şekilde gözlemlenebilmesine katkı
sağlıyor.
· Balıkesir
sınırlarındayken, bir diğer görmeniz gereken nokta hiç şüphesiz Cunda Adası olmalı.
Ayvalık ilçesinde yer alan bu adada, bol bol nazar boncuğu, renkli evler ve birbirinden
eşsiz çiçekler görürsünüz. Ayrıca tarihte çok eski zamanlara gitmiş hissi veren
dar sokaklarında adım atarken, kendinizi en derinlerinize kadar başka bir
gezegene ışınlanmış gibi hissedeceksiniz.
·
Listemizin
şimdiki sırasında, ülkenin milli değerlerine çok büyük katkısı olmuş ve savaş
zamanından kalan atmosferi ile oldukça kıymetli bir şehir olan Çanakkale'ye
doğru yol alacağız. Çanakkale denilince Şüphesiz ki akla ilk gelen şehitlik
oluyor. Bu sebeple, Çanakkale'ye gittiğinizde şehitliğin ziyaret edilmesi
gerektiğini söylemeye bile gerek duymuyoruz. Ancak Çanakkale'nin gezilecek
yerleri yalnızca milli değerlere ait noktalar değil; aynı zamanda yeşilin bin bir
tonunu korumayı başarmış bir şehir olarak, doğal güzellikleri ile de görülmeye
değer bir yer olarak karşınıza çıkacak. Balıkesir ili ile arasında doğal bir
sınır görevi gören Kazdağları, Çanakkale'nin doğa harikalarının en başında gelen bölgedir.
Milli Park olarak da doğasının korumaya alındığı bu bölgede, doğa ile birlikte
olmanın verdiği huzuru iliklerinize kadar hissedersiniz.
·
Aynı zamanda
yine Çanakkale sınırları dâhilinde olan ve dünyanın her tarafından sene
içerisinde çok sayıda turist çeken bir bölge olan Truva
Antik Kenti de mutlaka görülmeye değer
yapılardandır. Ayrıca bu antik kentin UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde
olduğunu da söylemeliyiz.
· Küçük bir Çanakkale turunun ardından, şimdi de sıra Yalova'ya geliyor. Yalova, küçük bir kent olmasına rağmen, içerisinde çok sayıda kaplıcaların yer aldığı termal tesisleri barındırıyor ve ziyaretçilerini buradaki şifalı sularıyla karşılıyor. Eğer sizler de Marmara Bölgesi’nde gezilecek yerler hakkında farklı deneyimler edinmek isterseniz, gezinize Yalova'dan başlayabilir ve böylelikle çalıştığınız bütün senenin yorgunluğunu tatilinizin daha en başından atmış olabilirsiniz.
·
Listemizden
sonlarına doğru yapacağımız önerilerden bir diğeri, Bursa ilinde bulunan Uluabat Gölü olacak.
Çünkü Uluabat Gölü'nün Yaşayan Göller kapsamında olması bilinen bir projedir
ancak bu bölgeyi ziyaret ettiğinizde anlarsınız ki; sadece yaşayan değil, aynı
zamanda özellikle çok sayıda kuş türü için hala yaşatan bir göldür de. Bu
bölgede mavi ile yeşilin buluşmasının, birçok farklı kuş sesinin oluşturduğu
melodik ezgilerin ve doğanın eşsiz güzelliğinin tadını doyasıya
çıkarabilirsiniz.
·
Yazımızın
başında da söylediğimiz gibi, Marmara Bölgesi hakkında gezilecek yer önerisi
yaparken, İstanbul başlı başına ayrı bir yazı oluşturacak kadar köklü içeriğe
sahip bir yer olduğu için, İstanbul hakkında en çok bilinen yerler yerine, kısaca Prens Adaları’ndan
bahsederek yazımızı sonlandıracağız. En genel ifade ile Prens Adaları diye bahsedilen bölge; Büyükada,
Heybeliada, Burgazada’ya ek olarak Kınalı ve Sedef Adalarını da içeren yerin genel
ismidir. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere, her biri birer ada olan bu yerlerin
doğası ve suyundaki eşsiz manzaradan şüphemiz elbette ki yok. Ancak o bölgeler
yalnızca doğası ve plajlarıyla ünlü değil, aynı zamanda tarihte çok önemli
yerleri olan kültürel yapılarıyla da çok sayıda ziyaretçiye ev sahipliği
yapmaktadır. İstanbul ile bağlantısının deniz yolu ile sağlanabildiği bu bölge,
Roma İmparatorluğu Dönemi’nde devlet büyüklerinin sürgün edildiği yer olması
sebebiyle, Prens Adaları olarak adlandırılmıştır.
0 Yorumlar